Kızılcaören yolunun
İki yanı ağaçlık
Harp meydanı gibidir
İçim sızlar
Kiminin tepesi kesilmiş
Kiminin kırılmış kolu kanadı
Göğe uzanan dallar yana yatmış
Ah duyardım da inanmazdım
Keçilerle çobanlar Kızılcaören de
Güzelim ormanları mahvetmiş
BİZDE ÖYLE DERLER
Gömleğe işlik,düğmeye ilik
Civcive cücük, alkışa çiplik
Yatağa yüklük, atkıya bürük
Çürüğe kütük derlerdi bizim ellerde
Çekete seku, araziye yazu
Anneye abu, bulgur döğme soku
Bohçaya çıhı, elbisiye pırt
Bilgine dahi derlerdi bizim ellerde
Ayrana gatık, hindiye culuk
Çocuğa uşak,uzağa ırak
Tavana asturah, eve gonah
Çiviye mıh derlerdi bizim ellerde
Tokat a Tohat, bibere issot
Yazmaya çit,çekirdeğe ciğit
Paraya pangonot, işçiye ırgat
Koşmaya seğirt derlerdi bizim ellerde
Askere esger, tepsiye ilenger
Aceleye şipir şipir, havluya peşgir
İşarete işmar, konuşmaya dır dır
Köşke sedir derlerdi bizim ellerde
Patlıcana baldırcan, ipe urgan
Tabağa sahan, elektriğe ceylan
Çatıya dam, arkadaşa gadam
Pijamaya don derlerdi bizim ellerde
Okula mektep, öğretmene muallim
Ekine sap, çamaşıra esbap
Makarnaya erişte, halaya eme
Mandaya kömüş derlerdi bizim ellerde
Ömer Eşigül
KIZILCAÖREN ŞİİRLERİ
Beldemizin adı KIZILCAÖREN
Kolay ayrılamaz orayı bir kez gören
İnek alanı yaylasına, Kurt gölünü gören
Ayrılabilir mi taş tekneden su içip havasını alan
KIZILCAÖREN gençliği erken açmış gözünü
Bir birini dinlemiş, tutmuş büyük sözünü
Yazları kurt gölünde geçirsinler izini
Emekliler doldurun, taş teknede güzünü
İlk baharda çiçeklenir, KIZILCAÖREN düzleri
Bu vesileyle gördük yine, şükür olsun sizleri
Bir başka güzeldir, KIZILCAÖREN güzleri
Kışları yaman geçer, doyumsuzdur yazları
Karabalçık mahallesi, beldemizin gün batımı
Deli Şükrü dememiş mi taşa çekin atımı
Ağılyanı mahallesi, kuzey yönün kalesi
Beldemiz o çevrenin, inanın bir tanesi
Konumun çok güzeldir, bir doğa harikası
Göç yüzünden biraz ihmal olmuş doğrusu
Suları şerbet gibi, mis kokuyor havası
Emekli için bir cennet sin güzel KIZILCAÖREN
Yaban gülün kuşburnuun ezmesi
İstanbul’u, Ankara’yı bulur yoğurt süzmesi
Sahip çıkın yapılara, dökülmesin dizmesi
Pek hoşolur,taş teknede, kurt gölünde gezmesi
Menekşe pınarının ayağı deliceye karışır
KIZILCAÖREN aydını bilim ile uğraşır
Atasoylar başı çekmiş, hepsi birden yarışır
Kemal Önen dünyada, böbrek ile konuşur
Deve çayırında ükçül otun kokusu
Kaleçik ormanlarında bher cins kuşun ötüşü
Ağalyan mevkiinde, çağlayan şelalesi
Havası baş döndürür, melik çayırı güzlesi
İlk baharda kaplar, her yanı rengarenk çiçekler
Yaylasında otlanır, binlerce koyun inekler
Madımak, efelik, kuş pancarından yapılır tabi yemekler
Geyik mantarı yiyen senden ayrılabilir mi KIZILCAÖREN
Orhan başkan çok çalıştıki, bizi götür ileriye
Hiç kimseyi sürmesinler, artık angıl dereye
Yeni kurulan DERNEK te gelelim hep bir araya
Hep gönülden katılalım, böyle sosyal olaya
Bu yaz gene şenlik var,hep beraber yaylaya
Şair Hacı çok yazdın, met etmeyle bitmiyor
Taş tekne, kurt gölü hiç gözümden gitmiyor
KIZILCAÖREN bir cennet kucak açmış bekliyor
Uyanın emekliler, ömür çabuk geçiyor
O doğayı yaşayın, eyvah demek kar etmiyor
Hacı YALÇIN
İki yanı ağaçlık
Harp meydanı gibidir
İçim sızlar
Kiminin tepesi kesilmiş
Kiminin kırılmış kolu kanadı
Göğe uzanan dallar yana yatmış
Ah duyardım da inanmazdım
Keçilerle çobanlar Kızılcaören de
Güzelim ormanları mahvetmiş
BİZDE ÖYLE DERLER
Gömleğe işlik,düğmeye ilik
Civcive cücük, alkışa çiplik
Yatağa yüklük, atkıya bürük
Çürüğe kütük derlerdi bizim ellerde
Çekete seku, araziye yazu
Anneye abu, bulgur döğme soku
Bohçaya çıhı, elbisiye pırt
Bilgine dahi derlerdi bizim ellerde
Ayrana gatık, hindiye culuk
Çocuğa uşak,uzağa ırak
Tavana asturah, eve gonah
Çiviye mıh derlerdi bizim ellerde
Tokat a Tohat, bibere issot
Yazmaya çit,çekirdeğe ciğit
Paraya pangonot, işçiye ırgat
Koşmaya seğirt derlerdi bizim ellerde
Askere esger, tepsiye ilenger
Aceleye şipir şipir, havluya peşgir
İşarete işmar, konuşmaya dır dır
Köşke sedir derlerdi bizim ellerde
Patlıcana baldırcan, ipe urgan
Tabağa sahan, elektriğe ceylan
Çatıya dam, arkadaşa gadam
Pijamaya don derlerdi bizim ellerde
Okula mektep, öğretmene muallim
Ekine sap, çamaşıra esbap
Makarnaya erişte, halaya eme
Mandaya kömüş derlerdi bizim ellerde
Ömer Eşigül
KIZILCAÖREN ŞİİRLERİ
Beldemizin adı KIZILCAÖREN
Kolay ayrılamaz orayı bir kez gören
İnek alanı yaylasına, Kurt gölünü gören
Ayrılabilir mi taş tekneden su içip havasını alan
KIZILCAÖREN gençliği erken açmış gözünü
Bir birini dinlemiş, tutmuş büyük sözünü
Yazları kurt gölünde geçirsinler izini
Emekliler doldurun, taş teknede güzünü
İlk baharda çiçeklenir, KIZILCAÖREN düzleri
Bu vesileyle gördük yine, şükür olsun sizleri
Bir başka güzeldir, KIZILCAÖREN güzleri
Kışları yaman geçer, doyumsuzdur yazları
Karabalçık mahallesi, beldemizin gün batımı
Deli Şükrü dememiş mi taşa çekin atımı
Ağılyanı mahallesi, kuzey yönün kalesi
Beldemiz o çevrenin, inanın bir tanesi
Konumun çok güzeldir, bir doğa harikası
Göç yüzünden biraz ihmal olmuş doğrusu
Suları şerbet gibi, mis kokuyor havası
Emekli için bir cennet sin güzel KIZILCAÖREN
Yaban gülün kuşburnuun ezmesi
İstanbul’u, Ankara’yı bulur yoğurt süzmesi
Sahip çıkın yapılara, dökülmesin dizmesi
Pek hoşolur,taş teknede, kurt gölünde gezmesi
Menekşe pınarının ayağı deliceye karışır
KIZILCAÖREN aydını bilim ile uğraşır
Atasoylar başı çekmiş, hepsi birden yarışır
Kemal Önen dünyada, böbrek ile konuşur
Deve çayırında ükçül otun kokusu
Kaleçik ormanlarında bher cins kuşun ötüşü
Ağalyan mevkiinde, çağlayan şelalesi
Havası baş döndürür, melik çayırı güzlesi
İlk baharda kaplar, her yanı rengarenk çiçekler
Yaylasında otlanır, binlerce koyun inekler
Madımak, efelik, kuş pancarından yapılır tabi yemekler
Geyik mantarı yiyen senden ayrılabilir mi KIZILCAÖREN
Orhan başkan çok çalıştıki, bizi götür ileriye
Hiç kimseyi sürmesinler, artık angıl dereye
Yeni kurulan DERNEK te gelelim hep bir araya
Hep gönülden katılalım, böyle sosyal olaya
Bu yaz gene şenlik var,hep beraber yaylaya
Şair Hacı çok yazdın, met etmeyle bitmiyor
Taş tekne, kurt gölü hiç gözümden gitmiyor
KIZILCAÖREN bir cennet kucak açmış bekliyor
Uyanın emekliler, ömür çabuk geçiyor
O doğayı yaşayın, eyvah demek kar etmiyor
Hacı YALÇIN